7 Ağustos 2009 Cuma

Kayısı Reçeli

Malzemeler :
*1 kg kayısı
*1kg tozşeker
*2 su b.su
*1/2 limon suyu

Hazırlanışı :
*Yıkadığınız kayısıları ortadan ikiye bölüp çekirdeklerinden ayırın.
*Tozşeker ve suyu bir tencerede kaynatarak şerbet yapın.
*Şerbetin içine kayısıları ekleyin kayısılar biraz yumuşayınca delikli bir kepçe ile çıkarın.(Şerbet kıvam alıncaya kadar kayısıların yumuşaması önleniyor)
*Şerbeti kıvam alana kadar kaynatın.
*Reçelin şerbeti yoğunlaşınca kayısıları tekrar içine ekleyip bir taşım daha kaynatın
*Limon suyunu ekleyip 2-3 dakika daha kaynatın.
*Sıcak olarak kavanozlara doldurun ve kapağını kapatın

Not:
*Kavanoz ve kapaklarını sıcak su ile iyice yıkayın. Kavanozları ters çevirerek kurumalarını sağlayın. Reçel konacağı zaman, kavanozlarda asla rutubet olmamalı.
*Reçeli sıcak iken, kavanozlara boşaltıp hemen kapaklarını kapatın. Kavanozları beyaz bir örtünün üzerine ters çevirerek 5 dakika bekletin. Bu işlem, kapakların güvenli olup olmadığını anlamak için gereklidir. Sağlam olmayan kapaklar, reçelin bozulmasına, hatta zehirlenmelere yol açabilir.
*Reçelin kıvamını alıp almadığını anlamak için, çok basit bir yöntem vardır. Bir kaşık reçeli soğuk bir tabağa alın. Reçel bir dakika içinde katılaşıyorsa, reçeliniz olmuş demektir. Eğer katılaşmıyorsa biraz daha toz şeker katıp tekrar kaynatın.
*Kayısı reçelini güneşte kıvam almasını sağlarsanız uzun süre bozulmadan dayanır.
*Reçelinize kayısı çekirdekleri de ekleyebilirsiniz; çekirdekleri sıcak su içinde haşlayarak kabuklarını soyun daha sonra pembeleşinceye kadar kavurun ve reçeli pişirdikten sonra ekleyin.

KAYISI :

Anadoluda en iyi Malatyada yetişen kayısıya buradaki halk “mişmiş” demektedir.Burada kurutulan meyveler dünyanın birçok yerine ihraç edilmektedir.
Anadolu’da kayısının ne zamandan beri var olduğu bugün tam olarak bilinmemektedir. Ancak Hititlilerin başkenti Boğazköy’de bulunan tabletlerde, kayısının günümüzden yaklaşık 3.500 yıl öncesinde Anadolu’da yetiştirildiği öğrenilmiştir.
Evliya Çelebi ise Seyahatnamesinde kayısıyı şöyle anlatmaktadır “...Aspozan bağlarının su ve havasının hoşluğu, hesapsız meyvesinin bolluğu sebebi ile diğerlerinden üstün tutulan başlıca meyveleri şunlardır. Kırmızı, sarı, müşmüş, beyaz, bey, sulu ve etli adları ile yedi çeşit sulu kayısısı olur ki, bağdan şehre seleler ile güçlükle getirilir. Biraz incinse suyu kalmaz. Her bir kayısı kırk-elli dirhem gelir. Zerdalisinin hesabını Allah bilir. Çokluğundan pestil yapılıp diyar diyar yüklerle taşınır.”

Bir de Malatya’da kayısı ile ilgili Kayısı Araştırma ve Uygulama Merkezi kurulmuş http://kaum.inonu.edu.tr/ sitesinden aşağıda özetlediğim faydalı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Kayısının Besin Değeri :
Kayısı insan sağlığı bakımından önemli bir yere sahiptir. pH’ı 3-4 arasında değişen taze kayısı dokuz farklı şeker, on sekiz serbest amino asit, zengin A vitamini ve beta karoten, yüksek miktarda potasyum ve demir elementi ihtiva etmektedir.
Yaş meyvede çağla döneminde yüksek olan C vitamini (50-60 mg/kg) meyvenin olgunlaşması ile birlikte azalmaktadır (30-50 mg/kg).
Kuru kayısının beslenme ve sağlık açısından en önemli bileşiklerinden birisi de diyet lifidir. Kuru kayısının 100 g’da yaklaşık olarak 24 g diyet lifi bulunur. Yetişkin bir insanın günlük diyet lifi gereksinimi ise 25 gramdır .
Kayısı tohumu ve yağı bileşenleri nedeniyle hastalıklardan koruyucu veya tedavi edici etkiye sahiptir.
Bunları Biliyor muydunuz?:
*Kayısı meyvelerinin en ideal lezzet ve aromaya ağaç üzerinde tam olgunluk safhasında ulaştığını, fakat bu safhada hasat edilen meyvelerin kalitesini kısa sürede kaybettiğini,
*Dünyada sofralık olarak tüketilen kayısı meyvelerinin çok önemli bölümünün ideal olgunluk safhasına gelmeden erken hasat edildiğini,
*Sofralık kayısı çeşitlerinin büyük bölümünün ideal lezzet ve aromasının tüketici tarafından bilinmediğini,
*Yunan Mitolojisi’ndeki ünlü “Altın Elma” efsanesinin aslında kayısı işaret ettiğini,
*Eski İran ve Mısır’da kayısıya “Güneşin altın yumurtası” dendiğini,
*Kuru kayısının vitamin ve mineral madde bakımından baldan daha besleyici olduğunu,
*Hindistan’da birçok yemek ve salatalara ekşi tat vermek için (sirke yerine) güneşte kurutulmuş zerdali meyvesinin kullanıldığını,
*Polonyalılara özgü kayısı çorbasının bu milletçe sevildiğini,
*M.S. 200’lü yıllarda bir yemek kitabı yazan Romalı Apicius kitabında kuru kayısı, şarap, sirke ve baldan yapılan bir kayısı mezesinin ve kayısı, badem, şarap, zeytin yağı ve baldan yapılan bir tavuk yemeğinin tariflerini verdiğini,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SÜTLÜ İRMİK TATLISI

Yeni tatları denerken, klasik tatları da unutmamak gerekir. Sütlü irmik tatlısı çok eski yıllardan beri yapılan bir tatlı. Hafif ve yapımını...